bozyüz/grialan/Ayvalık 2025

ayşecan kurtay

nazlı yıldırım
15 Mart - 15 Nisan tarihleri arasında kurgu ve yürütücülüğünü Arzu Arbak’ın yaptığı,
“Düşünceli Diyaloglar” atölyesi kapsamında, Aylin Leblebici Öztürk, Ayşecan Kurtay, Ayşe
Tülay, Nazlı Yıldırım’ın katılımıyla gerçekleşen BozYüz sergisi Gri Alan’da açılıyor. Proje
sanatçıların kendi çektikleri fotoğrafları zincirleme bir diyaloğa dahil etmesi ile başlıyor ve
bu fotoğraflar sonraki beş aylık çalışma sürecine yön veriyor.
Sergi hatırlamanın fotoğraf ile olan ilişkisinden yola çıkarak onun parçalı, tekrarlı,
aynalayan, manipülatif, değişken yapısına odaklanıyor.
Geçmişten geleceğe örülen ağlar, zamanın yüzündeki izlere dönüşür. Hikayeler arasındaki
bağlar kimi zaman düğümlenip kimi zaman çözülürken, belirsiz, tekinsiz bir yüzleşme alanı
yaratırlar. Seçilip hikayeye eklenenler veya unutulup göz ardı edilenler. Anılar ve
hayallerle birlikte oluşan öyküler, başkalarının sesiyle yeniden şekillenirler. Belleğin
zamansız akışında kişisel olan ile toplumsal olan iç içe geçip birbirine karışır. ‘Kendi’ni
bulma serüveninde insan, farketmese de daha önceden biçilmiş olanı taşır üzerinde.
Görünmez yükün altında savundukları, kendi yolculuğunda çarptığı duvarları örer.
‘Kendi’lik hikayeleri bireysel olduğu kadar toplumsal yüzleşmeyi de gerektirir. Bozyüz’de
sanatçılar verili olanı ters yüz ederek yeni olasılıkların, yeni hikayelerin izini sürerken aynı
zamanda bir yüzleşme alanı yaratıyorlar. İzleyiciyi, hikâyeler arasındaki görünmez bağları
keşfetmeye, yeni hikayeler kurmaya ve bugünün yankısına dönüşen geçmişin izlerini yeni
bir bakışla tekrardan okumaya davet ediyorlar.
Sanatçılar
Aylin Leblebici Öztürk
Ayşecan Kurtay
Ayşe Tülay
Nazlı Yıldırım
Gri Alan: Sakarya Mahallesi Cumhuriyet Caddesi no:118A Ayvalık
Açılış: 15 Mart Cumartesi 18:00
Ziyaret Saatleri : Salı - Pazar 14:00-20:00 arasında ziyaret edilebilir.


22 Eylül 2024
Fotoğraf bir hakikat belgesi midir?
Cebimde taşıdığım anılar
Zamanın anılarım üzerindeki izleri
Gerçekliğini çocuk algımla kurduğum aile, anne, baba ve geriye dönüp bakarak isimlendirdiğim bizim küçük manastırımız.
Hep bir adım önümde güçlü anne.
Gerçeği ben nasıl üretiyorum? Zihnimde anılarımla birleşen rüyalar, korkular ve heyecanlarla nasıl bir sahne yaratıyorum?
gibiler
Arzu’nun fotoğrafına bakınca o semti, o yaşamı, yok yaşamı hayal etmeye, katmanlarını okumaya çalışmam gibi.
Aylin’in yansımalarının zihnimin de kurguları eğip büktüğünü görmem gibi.
Devrik cümlelerin, ağaçların, Fransız lisesi hatırası yazma stilimin algım üzerindeki etkilerini, hayallerle nasıl yeni bir algı dünyası inşa ettiğini görmeye çalışmam gibi.
Naz’ın karışıp birbiri içine geçmiş dünyalarında doğacak yeni yaşamı beynimde oluşturmam gibi.
Tülay’ın ayak izlerinde şeffaf tanrıları aramam gibi.
Her şey yarattığım hayaller içinde anlamlanıyor. Ve başkalarının hayallerini görmek için okuyorum. Herkes kendi hayal dünyasından konuşuyor. Olmayan gerçekleri anlatıyor.
Her şey çok, her şey çok gerçek, gerçek çok ama çok…








